(13 Ocak 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Ahmet Selçuk İlkan imzalı şarkı sözleri en çok ‘80’ler demek. ‘80’lerin arabesk, taverna şarkıları ve şarkıcıları… O zamanlar bir kesim tarafından hafife alınan, küçük görülen, değer verilmeyen, radyo ve televizyonda yayınlanmayan ama halkın her şeye rağmen çok sevdiği, diline marş ettiği, dinlemekten vazgeçmediği şarkılar… Peynir ekmek gibi satan plaklar, köşe başındaki plak ve kaset stüdyosunda liste verilerek doldurtulmuş karışık kasetler, video kasetlerden izlenen şarkılı türkülü Yeşilçam filmleri…
(25 Ekim 2016 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Milliyet Sanat dergisi için röportajda yaptığımızda bana açık yüreklilikle anlatmıştı Harun Kolçak. “Best Of” albüm projesini birkaç majör yapım firmasına götürdüğünü ve kendisine nazikçe kapının gösterildiğini. Sonra Umut Kuzey ve Özlem Demirbakan’ın yani Arpej Yapım’ın bu projeye nasıl talip olduğunu ve işi nasıl sahiplendiğini. O majör yapım firmaları şimdi pişman mıdır bilinmez ama Harun Kolçak’ın “Best Of” albüm projesi “Çeyrek Asır”ın şarkıları bugünlerde müzik listelerin üst sıralarında dolaşıyor. Harun Kolçak şarkılarını eskiden beri bilenler ve sevenler kadar, bir yeni nesil de Kolçak’ı yeniden keşfediyor bu aralar.
Bir “star” gibi yaşamadı hiç Harun Kolçak. Bir müzisyen gibi yaşadı. “Gir Kanıma” ile şöhreti yakaladığında zaten yıllardır müziğin içinde, sahnelerdeydi. Bu yüzden de ‘90’ların pop yıldızlarından birine dönüştüğünde bile bir pop yıldızı gibi davranmadı, kendini başka bir yere koymadı. Ne var ki piyasa, oyunu kuralına göre oynamayanlara karşı hiçbir zaman adil değildi. Ondandır ki 2006 ve 2012 çıkışlı son iki albümü yeterince ulaşamadı dinleyiciye. Bir de üzerine hastalığı geldi. Acaba Harun Kolçak “bitmiş” miydi artık? Bitmediğini, bitmeyeceğini, iyi şarkı, iyi müzik ve iyi müzisyenin her zaman yerini bulacağını “Çeyrek Asır”la dosta düşmana gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Arpej Yapım etiketiyle piyasaya sürülen “Çeyrek Asır” aslında sadece bir “Best Of” albüm olmanın ötesinde, aynı zamanda bir düetler albümü. İrem Derici, Bedük, Gökhan Türkmen, Tuğba Yurt, Yaşar, Kubat, Işın Karaca, Zara, Aşkın Nur Yengi, Alişan Göksu, Tan, Gülçin Ergül, Hakan Kahraman ve Umut Kuzey’den oluşan bir kadro, Harun Kolçak’a eşlik ediyor bu albümde.
Her biri bir şekilde hafızalarımıza yer etmiş, hayatlarımızın bir dönemine eşlik etmiş, daha da fazlası, sağlam müzikal yapıları ve sözleriyle “zamansız” sıfatını çoktan hak etmiş Harun Kolçak şarkıları ardı ardına sıralanıyor. Albüm, Kolçak’ın ilk “hit”i “Gir Kanıma” ile başlıyor ve “Gir Kanıma”nın da içinde olduğu ilk albüm “Beni Affet”ten bir başka “hit”, “Müptelayım Sana” ile kapanıyor. Tam 14 şarkı boyunca, bugünün popüler sesleri eşliğinde tadına doyulmaz bir ‘90’lar yolculuğuna çıkıyoruz.
Zira seçilen şarkıların biri (2006 tarihli “Ağlat Beni”) hariç tamamı Kolçak’ın 1990-2000 yılları arası döneminden şarkılar. İlk dört albümün yanı sıra Bendeniz – Harun Kolçak ortak teklisinden “Elimde Değil” ile Aşkın Nur Yengi’nin ilk albümünde yer alan ve Harun Kolçak’ın ilk albümünden bir yıl kadar önce yayımlanan “Bile Bile” de var bu albümde. Birer Harun Kolçak bestesi olan “Deli Et Beni” ve “Korkuyorum” ilk olarak Emel tarafından seslendirilmişti. “Deli Et Beni”yi yakın zamanda “rock” versiyonuyla ilk kez kendisi de seslendirmişti Harun. “Korkuyorum”u ise 1995 çıkışlı albümünde söylemişti.
Bir kere şarkılar çok iyi seçilmiş, şarkı ve şarkıcı eşleşmeleri çok doğru yapılmış ki bu tür albümlerde en büyük handikap budur biliyorsunuz. Gökhan Türkmen, Yaşar, Tuğba Yurt ve Gülçin Ergül düetleri benim albümdeki favorilerim oldu. Bedük’ün farklı düzenlemesi, İrem Derici’nin “Gir Kanıma”ya kattığı ekstra enerji, Tan’ın alaturka nağmelerle süslediği “Gitme Seviyorum”un bu hali de albümün güzel renkleri arasında. Keşke Aşkın Nur Yengi ve Harun Kolçak’ı zaten yıllardır bildiğimiz ve dinlediğimiz bir düetle değil de başka bir şarkı ile dinleseydik diye düşünmedim değil. Ama bu düet bu şekilde bir klasik oldu, ona da kabul.
Harun Kolçak’ın yıllardır birçok albümünde birlikte çalıştığı İskender Paydaş, şarkıları bugüne güncellerken çok da orijinal akışlarının dışına çıkmamış. Umut Kuzey düetiyle “rock” tınılar kazanmış “Müptelayım Sana” ve Bedük’ün kendi düzenlediği “Sensiz Olmam” dışında şarkıların orijinal hallerini bilen ve sevenler için şaşırtıcı bir sürpriz yok bu albümde ki bence bu doz da gayet yerinde olmuş.
Müziğin müzik, şarkı sözünün sözün şarkı sözü olduğu zamanlara ait şarkılar bunlar. İçi dolu şarkılar yani. Bu aralar çok ama çok ihtiyaç duyduğumuz türden. Albümün gördüğü ilgi en çok da bununla kaim olsa gerek. Hem bir şarkıcı hem de bir besteci olarak Harun Kolçak’ın ne kadar kıymetli olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor bize. Umarım bunun arkası yeni şarkılarla dolu yeni albümlerle gelir.
4. SİHİRLİ MİKROFON RADYO ÖDÜLLERİ ÖDÜL TÖRENİ (11 ŞUBAT 2016)
Tatsız, tuzsuz, eğlencesiz, ruhsuz, duygusuz, inceliksiz çünkü kültürsüz ve sanatsız yarınlara koşar adım gidiyoruz. İçimiz boşalıyor, kuruyoruz. Kurutuluyoruz daha doğrusu. Çoraklaştırma, susuzlaştırma, duyarsızlaştırma ve hatta beyinsizleştirme harekâtı televizyonlar, radyolar, gazeteler, dergilerle yani insanlık tarihinin en etkili silahlarıyla tam gaz devam ediyor. Kavruk sesi, bozuk diksiyonuyla kötü şiirler okuyan adamları, ağzında sakız varmış gibi konuşurken dünyanın en geri zekâlı cümlelerini bile ancak kafa göz yararak kurabilen aciz kızları alkışlıyoruz. Sözü noksan, müziği noksan şarkıları seviyor, sesi noksan şarkıcıları besleyip büyütüyoruz. Geçmişi inkâr ediyoruz topyekun, yok sayıyoruz. Kendimizden başlatıyoruz tarihi, kendimize yontuyoruz adaleti ve sonra kendi yalanımıza kendimiz inanıyoruz.
(13 Ekim 2014 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Liselerarası Müzik Yarışmalarında başlayan müzik kariyerini konservatuarda şan eğitimi alarak sürdüren Zara, her ne kadar resmi internet sitesinde yer almasa da, henüz çocuk denecek yaşlarda Neşecik adıyla albümler de yapmıştı. Ancak geniş kitleler onu 1998 yılında piyasaya çıkan “Avuntu” albümüyle tanıdı. O artık Neşecik (Neşe Yılmaz) değil, Zara’ydı.
O yıllardan bugüne, çok sayıda albüm yaptı Zara. Ağırlıklı olarak halk müziği söylerken, zaman zaman farklı türleri de denedi. Eskinin sevilen aranjmanlarını, Yeşilçam şarkılarını da söyledi, İstanbul Flemenko Beşlisi ile flemenko tarzında bir albüm de yaptı. Geçtiğimiz günlerde ise bu defa arabesk türünde şarkılar söylediği “Derin Aşk” adlı albümle karşımıza çıktı.
Poll Production etiketiyle piyasaya çıkan “Derin Aşk” albümünde 11 şarkı var. Bunların 10’u, çoğunlukla ‘80’li yıllardan aşina olduğumuz arabesk şarkılar.
Müslüm Gürses’in sesinden kulaklarımıza yer eden “Senden Vazgeçmem”le açılıyor albüm ve hemen ardından çok sayıda farklı yorumu olsa da yine en çok Gürses’in sesinden hatırladığımız “Kaç Kadeh Kırıldı” ile devam ediyor (Gürses bu şarkıyı “Unutamadım” adıyla söylemişti.) Orhan Gencebay’ın “Yasak Resim” ve “Çilekeş”i, Ferdi Tayfur’un “Nisan Yağmuru”, Kamuran Akkor’dan sevdiğimiz “Bir Ateşe Attın Beni”, Gülden Karaböcek’ten dillere düşmüş “Hatıran Yeter”, İbrahim Tatlıses’le özdeşleşmiş “Kurşuna Gerek Yok” ve yine çok sayıda farklı sesten dinlediğimiz “Tövbekar” ile “İşte Bizim Hikayemiz”, albümdeki diğer şarkılar. Albümün kapanışında ise ‘90’ların fenomen televizyon dizisi Süper Baba’nın jenerik şarkısı olarak hafızalarımıza kazınan “Bana Bir Masal Anlat Baba” var.
Bu son şarkıyı bir kenara koyarsak, albüm için iyi bir repertuar çalışması yapıldığını söyleyebiliriz. Bu tip konsept albümler için genellikle ağızlarda sakız olmuş şarkılar seçilir ve bu da çoğu zaman dinleyiciye yeni bir şey vermez. Ancak bu albümde denge iyi kurulmuş. Bilinenler kadar, daha az söylenmiş, daha az eskitilmiş şarkılar da var. Sadece Gencebay, Gürses, Tayfur gibi isimlerin diskografilerinden değil, aynı zamanda Ali Tekintüre’den, Ahmet Selçuk İlkan’a, Burhan Bayar’dan Şakir Askan’a, arabesk dünyasının söz ve müzik yıldızlarının sayısız şarkısı arasından yapılmış seçimler de isabetli. Ancak seçilen şarkıların Zara’nın sesi için ne kadar doğru olduğu tartışmaya çok açık. Bu durum ister istemez Şevval Sam’ın “Has Arabesk” albümünü getiriyor akla. Tıpkı o albümdeki gibi bu albümde de çoğu şarkıyı dinlerken yadırgamak mümkün. Zara iyi bir solist ve nota sektirmeden söylüyor şarkıları ama her ses her şarkıyı taşıyamayabiliyor ve üstelik arabesk şarkılarda bu iş çok daha çetrefilli.
Bu bakımdan albümün bence en parlak işi “Bir Ateşe Attın Beni” olmuş. Kamuran Akkor’un bir parça külhan, hoyrat yorumu bir yana, Zara’nın naif ve kırılgan yorumu şarkıya bambaşka ve çok etkili bir duygu katmış çünkü. “Kaç Kadeh Kırıldı”nın nakaratında satırlar niye yer değiştirmiş, anlamak mümkün değil. “Bana Bir Masal Anlat Baba”nın bu konseptte bir albümde neden yer aldığını da. Bir olumsuz yorum da Selim Çaldıran’ın yaptığı düzenlemeler için getirilebilir. Arabeski arabesk yapan o gümbür gümbür ritimlerin, vurmalı sazların yerini bu albümdeki zayıf elektronik altyapılar dolduramamış çünkü.
Her zaman çok iyi fotoğraf veren ve “Avuntu”dan bu yana albümlerinde yaptığı görsel çalışmalarla da dikkat çeken Zara’nın bu albüm için Murat Sargın tarafından çekilmiş fotoğrafları ve kartonetin grafik tasarımı ise albümün içeriği ile en ufak bir ilinti taşımıyor.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.